İşletmelerin dönem karları genel hatlarıyla netleşti.
Şirket sahipleri, şirketlerinde oluşan karlılığın kendi hayatlarına etkisini ‘hissetmek’ istiyor.
Bu noktada, öteden beri, sık kullanılan yöntemlerden olan huzur hakkı ve kar payı uygulamaları karşımıza çıkıyor.
Ancak, bu kararı verirken vergisel açıdan yükle karşılaşmamak adına sağlıklı bir vergisel analizi son derece önemli.
Kar payında stopajın %15’e yükselmesi, özellikle son dönemde, hangi yöntemin tercih edilebilmesinin daha doğru olacağına dair kafa karışıklığı yarattı.
Örneklerden yola çıkarak, bahsettiğimiz iki uygulamanın vergisel açıdan hangisinin daha avantajlı olduğunu tespit etmeye çalışacağız.
Huzur Hakkı ve Kar Payı Ne?
Şirket ortakları, şirket müdürleri ve yönetim kurulu üyelerinin belli sorumluluk ve yükümlülükleri var.
Huzur hakkını, bu kişilerin sorumluluk ve yükümlülükleri nedeni ile karşılaşabilecekleri riskleri azaltmak amacıyla belirlenen maddi karşılık olarak tanımlayabiliriz.
Kâr payı ise basit tanımıyla, şirket ortaklarına yıllık net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılan ‘pay’ anlamına geliyor.
Huzur Hakkı ve Kar Payı’nda Farklılıklar Neler?
Vergi kanunları açısından kar payı ile huzur hakkı arasındaki en temel fark, huzur hakkı ücret olarak değerlendirilirken, kar payının ise menkul sermaye iradı olması.
İkinci temel fark ise kar payı dağıtabilmek için şirketin kar etmiş olması gerekirken, huzur hakkı verilebilmesi için şirketin kar elde etmesine gerek yok.
Huzur hakkı ödemeleri ücret mahiyetinde olduğundan gelir vergisine tabi olduğu için gelir vergisi tarifesi uygulanacak olup, vergi oranı Gelir Vergisi Kanunu’nun 103 üncü maddesinde yer alan tarifeye göre artan oranlı bir şekilde belirlenecektir.
Ayrıca, dağıtılan kar payı gider yazılamazken, huzur hakkı giderleştirilebiliyor. Bu durum, huzur hakkının vergisel açıdan en önemli avantajı!
Diğer bir önemli farklılık ise, huzur hakkı ödemelerinin asgari ücrete isabet eden kısmı, gelir vergisinden istisna, üstü gelir vergisine tabi iken, elde edilen kar paylarının ise yarısı vergiden istisna!
Stopaj oranındaki ve istisna durumundaki farklılıklardan dolayı huzur hakkı ödemelerinde işletmeden daha fazla nakit çıkışı gerçekleşebilmesi en önemli farklardan bir diğeri.
Örneğin, şirket ortağı yıllık net 1.500.000 TL elde edecekse, bu ödemenin brüt tutarı ücret ödemelerinde farklı, menkul sermaye iradı ödemelerinde daha farklı.
Öte yandan, elde edilen huzur hakkı tek şirketten elde ediliyor ve 2025 yılı için 4.300.000-TL’yi aşıyorsa gelir vergisi beyannamesine dahil edilmesi gerekiyor.
Kar payında ise vergiye tabi olan kısım için 2025 yılında beyan sınırı, 330.000 TL olarak belirlendi.
Peki, Vergisel Açıdan Hangisi Avantajlı?
Şirket ortakları tarafından, huzur hakkı mı yoksa kar payı mı alınacağına dair karar verilirken, en büyük etken elbette, vergi analizi.
Sürecin net olarak anlaşılabilmesi için örnek bir tablo üzerinden ilerleyelim:
KAR PAYI |
HUZUR HAKKI |
||
Brüt Kar Payı Tutarı |
1.500.000,00 |
Brüt Huzur Hakkı |
1.500.000,00 |
Tevkifat Tutarı ( %15) |
225.000,00 |
Hesaplanan Tevkifat |
274.098,77 |
Ödenecek Net Kar Payı |
1.275.000,00 |
Damga Vergisi (Binde 7,59) |
11.385,00 |
|
|
|
|
Beyan Edilecek Kar Payı (%50 İstisna) |
750.000,00 |
Gider Yazılacak Tutar (%25) |
375.000,00 |
Hesaplanan Gelir Vergisi |
171.500,00 |
Ödenecek Gelir ve Damga Vergisi |
285.483,77 |
Mahsup Edilecek Tevkifat Tutarı (Şirketin Ödediği) |
225.000,00 |
Sağlanan Vergi Avantajı |
89.516,23 |
Ödenecek Gelir Vergisi |
0,00 |
||
Toplam Vergi Yükü |
225.000,00 |
||
Vergi Yükü |
15,00 % |
Yukarıda yer alan tablodan da anlaşılacağı üzere, 1.500.000,00 TL kar payı üzerinden ilerlersek, kar dağıtımına konu olan şirket, 225.000 TL stopaj ödemesi gerçekleştirecek ve 1.275.000 TL şirket ortağına kar payı ödemiş olacak.
Kar payı alan şirket ortağı ise şahsi olarak bildireceği gelir vergisi beyannamesinde kar payının tamamı olan 1.500.000 TL’yi beyan edecek, beyan edilen tutarın yarısı olan 750.000 TL istisnaya konu edildikten sonra, kalan 750.000 TL üzerinden 171.500 TL vergi tahakkuk etmiş olacak.
Bu noktada, şirket tarafından ödenen tevkifat çok önemli. Çünkü, şirketin ödediği, 225.000 TL tevkifat tutarının mahsup edilmesi sonucunda, kar payını gelir vergisi beyannamesinde beyan eden ortağa ayrıca gelir vergisi çıkmayacak.
Kısaca, 1.500.000 TL huzur hakkı için 225.000 TL vergisel yükle karşılaşılacak, oransal açıdan %15 vergi yükü oluşacaktır.
Huzur hakkında ise süreç biraz farklı. Çünkü, huzur hakları ücret mahiyetinde olduğu için giderleştirilebiliyor.
Bilindiği üzere, huzur hakkı aylık olarak ödenebilmektedir.
Yıllık olarak 1.500.000 TL brüt huzur hakkı alma kararı verildiğini baz alırsak, ortağı olunan şirket tarafından yıllık bazda 274.098,77 TL, asgari ücret istisnası da düşüldükten sonra, tevkifat ödemesi gerçekleştirilecektir.
Ayrıca, huzur hakkı ödemeleri damga vergisine tabi olduğu için 11.385 TL damga vergisi ödenecek olup, toplamda 285.483,77 TL vergi ödemesi yapılırken, buna karşılık ödenen huzur hakları giderleştirilebildiği için 1.500.000*0,25=375.000 TL kurumlar vergisi avantajı söz konusu olacaktır. Şirket ortağına ise, ödenen vergiler düştükten sonra, 991.884,79 TL ödeme yapılmış olacak.
Ödenen vergi 285.483,77 TL’yi giderleştirilen 375.000 TL’den mahsup ettiğimiz takdirde vergisel açıdan yük şirket adına, oluşmuyor.
Sonuç olarak tablonun en alt kısmında yer alan, vergi yükü oranlamasına baktığımızda, huzur haklarında giderleştirme yapılabiliyor olmasının etkisiyle tercihin huzur hakkından yana olmasının daha avantajlı olduğu sonucuna ulaşıyoruz.
İşletmeler bu hususlara dikkat ederek vergi planlamasını gerçekleştirirse, vergisel açıdan en doğru tercihi yapmış olacaklar.